Amerikalı Bilgisayar Mühendisi Ray Kurzweil gibi düşünürler, insanlık tarihindeki teknolojik gelişmenin üstel (eksponansiyel – katlanarak) bir eğri izlediğini öne sürer.
Yalnızca 21. yüzyılda üretilen bilgi miktarı, insanlık tarihinde üretilen tüm bilgiyi aştı.
Nesnelerin interneti gibi teknolojilerin de etkisiyle, üretilen veri miktarının 2025 yılında 175 Zettabayt’a ulaşacağı tahmin ediliyor. (International Data Corporation)
(2018 yılında toplam veri miktarı 33 Zettabayt (ZB) iken, bu miktar 2020 yılında 59 ZB’ye ulaşmıştır.).
Dünya önemli bir kırılımın eşiğinde: Geçmişin aksine, ürettiğimiz teknolojinin ne yapacağını öngöremiyoruz. Bu teknolojilerle birlikte öğrenip, yol aldığımız bir çağın içindeyiz. Bizim gibi davranan ve değişim ajanı olarak dünyanın her yerinde yuvalanan bir zeka söz konusu.
Ve bu zeka ile, Y kuşağının yanı sıra, en çok etkileşimde bulunan, ilk gerçek küresel nesil olarak da tanımlanan Z kuşağı, iş dünyasının yeni nesil oyuncuları olarak artık sahne almaya başladı.
1995-2009 yılları arasında doğan ve dünya genelinde 2 milyar nüfusa sahip olan Z’lerin, 2025 yılına kadar, OECD ülkelerindeki iş gücünün %27’sini (World Economic Forum) ve dünya nüfusunun üçte birini oluşturması bekleniyor. (Deloitte)
Yakın geleceğin liderleri Z kuşağının, iş hayatını temelden dönüştürücü, dinamik bir değişim ajanı olacağını; teknoloji ile bütünlüğünün ise DNA sarmalına benzer bir şekilde, nesillerin iş ve kültürel altyapısını kodladığını gözlemleyeceğiz.
Dijital dünyanın içine doğmuş olan Z’ler, aynı zamanda, yapay zeka için Y kuşağı ile birlikte en önemli veri sağlayıcı kaynaklardan biri. Günlük yaşamlarının neredeyse tamamı dijital olarak belgelendiğinden, kişiselleştirilmiş içeriklere yönelik çok daha fazla davranışsal iz bırakıyorlar.
İzler onları anlamada birer ipucu.
Z kuşağı, yöneticilerinin ( liderlerinin ) adil ve kendinden emin, yumuşak iletişim becerilerine sahip, arkadaş canlısı ve açık fikirli olmasını istiyor.
Fiziksel olarak yalnız, sanal olarak aşırı sosyal ‘yeni sessiz kuşak’ olarak da adlandırılabiliyorlar.
Ayrıca yaratıcılık ve yenilikten oldukça haz duyan bu jenerasyonun marka takıntılarına rağmen, bağımsızlıklarına düşkün olmaları nedeniyle marka sadakatlerinin düşük olduğu biliniyor.
Aynı yaklaşımı iş hayatında da sürdürerek işten ayrılma/sektör değiştirme kararları konusunda rahatlar.
Z kuşağı diğer kuşaklardan farklı olarak, kadınların iş hayatına daha fazla katıldığı dönemlerde büyüdüklerinden eğitim hayatları çok daha küçük yaşlarda başlamıştır.
Bu jenerasyonun coğrafi sınırları yok ve dünyadaki diğer yaşıtlarıyla daha bütünleşmiş durumdalar. Geleneksel kadın ve erkek rollerini de kabul etmiyor ve iş hayatına da yansıtıyorlar.
Bireyselciliğin ve bağımsızlığin baskın olduğu bu jenerasyon kendi girişimini kurma konusunda önceki jenerasyonlara göre çok daha istekli ve eylemsel.
Z Kuşağının İş Dünyasında Aradıkları :
- Çalışma saatleri ve lokasyon konusunda esneklik,
- Çalışma ortamında en son teknolojiye erişim,
- Yaptıkları işin anlamlı olmasını ve katkı sağladığını hissetmek,
- Sık ve yapıcı geri bildirim,
- Kendi işlerini yönetme ve girişimci olma isteği,
- Öğrenme ve kişisel gelişim fırsatları sunan ortam,
- Kariyerlerinde hızla ilerleyebilecekleri bir yapı,
- İş ve özel hayat arasında makul denge,
- Başarılarının tanınması ve takdir edilmek.
Şirketler Kendilerine Hangi Soruları Sorabilir :
- Z Kuşağı’nın yenilikçi ve bağımsız doğası, iş yerlerinde yaratıcı çözümler geliştirmek için nasıl kullanılmalı?
- Yapay zekâ ve teknolojiyi etkili bir şekilde kullanabilen Z Kuşağı, liderlik rollerine hazırlanırken hangi becerilere odaklanmalı?
- Z Kuşağı’nın esneklik ve anlamlı iş beklentileri, şirketlerin iş modellerini yeniden nasıl tasarlamalı?
- Z Kuşağı’nın bireyselliğe verdiği önem, ekip çalışması ve organizasyonel yapılar üzerinde nasıl bir etkide bulunabilir?
- Z Kuşağı’nın sürdürülebilirlik konusundaki duyarlılığı, iş dünyasında çevresel farkındalık yaratmak için nasıl değerlendirilmeli?
- Z Kuşağı’nın dijital yetkinlikleri, iş dünyasındaki dijitalleşme sürecinde ne tür yenilikleri hızlandırabilir?
- Bu neslin küresel bağlantı kurma becerisi, uluslararası işbirlikleri ve projelerde nasıl bir avantaj sağlar?
- Z Kuşağı’nın kısa dikkat süresi, iş yerinde eğitim ve gelişim programlarını yeniden şekillendirmeyi nasıl gerektirir?
Liderlerin Z Kuşağına Yaklaşımı Nasıl Olabilir?
- Liderler, empati kuran, açık fikirli ve adil bir yaklaşım sergilemeli.
- Sık, anında ve motive edici geri bildirim sağlamalı.
- Çalışanlara bağımsızlık tanımalı, mikro yönetimden kaçınmalı.
- Bireysel farklılıkları göz önüne alan ve katılımcı bir liderlik anlayışı benimsemeli.
- Yaratıcı fikirleri destekleyen, deneyimleme fırsatı tanıyan bir yaklaşımda olmalı.
- Açık, dürüst ve samimi bir iletişim kurmalı.
- Liderler, hem rehber hem de mentorluk yapan bir rol üstlenmeli.
Z Kuşağı İçin Uygun Organizasyon Yapısı:
- Geleneksel hiyerarşi yerine daha yatay ve esnek yapılar tercih edilmeli.
- Çalışanlara teknolojik araç ve gereçlerin sağlandığı modern bir ortam sunulmalı.
- Sosyalleşme ve iş birliğini teşvik eden açık ofis düzenleri ve aktiviteler olmalı.
- Farklı kültürlere, inançlara ve bireysel özelliklere saygı duyulan bir ortam yaratılmalı.
- Eğitim programları, mentorluk ve kişisel gelişim fırsatları sağlanmalı.
Z Kuşağının Genel Özellikleri Özetle :
- İnternet, sosyal medya ve elektronik cihazlarla büyümüş, teknolojiye doğuştan hakim bir nesildir.
- Bilgiye hızlı erişim ve anında çözüm beklerler.
- Bireyselleşmişlerdir ve yalnızlığı tercih edebilirler.
- Kesintisiz iletişim ve sürekli bağlantıda olmayı isterler.
- Marka takıntıları vardır; ancak marka ve organizasyonlara düşük bağlılık gösterirler.
- Yaratıcılığı ve yeniliği sever, sıkıcı ve monoton işlerden çabuk sıkılırlar.
- Küresel bakış açılarıyla farklı kültürlerle bağlantı kurmaya eğilimlidirler.
- Ortalama dikkat süreleri 8 saniye civarındadır, sabırsızdırlar.
- Doğayı ve çevresel değerleri önemserler.
Kodlama ve yazılım becerilerine erken yaşta erişen Z Kuşağı, yapay zeka uygulamaları geliştiren, etik kurallar belirleyen ve dijital dünyayı yeniden tanımlayan girişimlere liderlik etmeye ve yarının dünyasında uyanmakta olan yeni iş kolları ve iş yapış şekillerinin en önemli değişim ajanlarından biri olmaya başlamıştır.